Bölüm Yayınları
Türk Dilbiliminde Tanımlama ve Belgeleme
Tarihi ve Etimolojik Türkiye Türkçesi Lugati Projesi
Etkinlikler
Tamamlanan Projelerimiz
Şehir ve Dil: Ankara'nın Dilsel Görünümü
Bu araştırma, TÜBİTAK 1001- Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı kapsamında Hacettepe Üniversitesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümünde yürütülmektedir.
Ağızların Dilbilimsel Yaklaşımla İncelenmesi ve Dijital Ortamda Paylaşımı: Çankırı Ağzı Örneği
Bu araştırma, TÜBİTAK 1001- Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı kapsamında Hacettepe Üniversitesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümünde yürütülmektedir.
Bölüm Yayınları

Johanson, L. (2002). Türk Dili Haritası Üzerinde Keşifler. (Nurettin Demir & Emine Yılmaz, Çev.)

Elinizdeki kitapta, bağlayıcı unsuru dil olan Türk dünyasının haritası ana hatlarıyla çizildikten sonra, okuyucu bu haritadaki heyecan verici keşiflerin izinde gezintiye çıkarılmaktadır. Bu gezinti sırasında Türk dilinin değişik dönem ve coğrafyalarına gidilir; irili ufaklı Türk topluluklarının dilleri hakkındaki araştırmalar ve bu araştırmaların sonuçlarından; bunları dünyanın dört bir tarafında kimlerin gerçekleştirdiğinden söz edilir. Kitap, Türk dili incelemelerinde alan araştırmasıyla elde edilmiş malzemeden hareketle yapılan çalışmalardaki en son durumu gözler önüne serdiğinden, sadece bilgilendirici değil, aynı zamanda yön göstericidir de. Bir bilim adamının sahasında üstlendiği yapıcı rolün bir anıtı olan bu kitapta, eğitim dili, ortak dil, dil kirlenmesi ve benzeri popüler tartışmaların yoğun olarak sürdüğü ülkemizde başta dilciler ve dil meraklıları olmak üzere Türk dünyasına ilgi duyan herkes kendisi için birşeyler bulacaktır.

 

Berta, A. (2002). Türkçe Kökenli Macar Kavim Adları (Nurettin Demir & Emine Yılmaz, Çev.). Grafiker Yayınları.

Macar kavim adlarının kökenleri konusunda ilk öneriler 18. yüzyılda ileri sürülmüştür. O zamandan günümüze kadar Macaristan’da ve Macaristan dışında, Türkologlar ve tarihçiler sürekli olarak konuyla ilgilenmişlerdir. Macar kavim adlarının kökeni meselesi, özellikle de Türkçe oldukları görüşü, Macar Türkolojisi ve tarihçiliği kadar Türkiye Türkolojisi ve tarihçiliğini de ilgilendirmesi gereken bir konudur. Türkoloji ve Türk tarihinin çeşitli alanlarına yönelik çalışmaları yayınlamayı ilke edinmiş Grafiker Yayınları, Türkçe Kökenli Macar Kavim Adları ile bu sahaya katkıda bulunmayı sürdürmektedir.

 

Demir, N. & Yılmaz, E. (2003). Türk Dili El Kitabı. Grafiker Yayınları

Dil nedir, dillerin sınırları var mıdır, dil türleri bazı diller diğerlerinden zengin olabilir mi, dili inceleme yolları, dillerin sınıflandırılması, Türkçenin akrabaları, Altay dilleri teorisi, Türk Dünyası'nın sınırları, Türkçenin tarihsel dönemleri, Oğuzca, Eski Anadolu Türkçesi, Osmanlıca ve dönemleri, popüler tartışma konuları, eğitim dili, yabancı dillerin etkisi, Türkçe yok olma tehlikesiyle karşı karşıya mı, Türkçenin sesleri, ekleri, kökleri, sözdizimi, sözvarlığı gibi dil, diller ve Türkçeyle ilgili çeşitli konular en son bilimsel verilerin yardımıyla anlaşılır bir dille verilmektedir.

 

Johanson, L. (2007). Türkçe Dil İlişkilerinde Yapısal Etkenler. (Nurettin Demir, Çev.). Türk Dil Kurumu Yayınları.

Eser Türklük bilimi çeviri projesi çerçevesinde hazırlanmıştır. Yurt dışında Almanca ve İngilizce olarak yayımlanan eserin çevirisinde Almanca metin esas alınmıştır. Kitapta dillerin karşı karşıya gelmeleri durumunda birbirlerine yaptığı etkinin açıklanması için, Türkçeden hareketle geliştirmiş olduğu model tanıtılmıştır. Eserde Türkçe dil ilişkilerinde yapı kopyalama, bu süreçte yapısal etkenlerin rolü, genel ve bölgesel eğilimler konuları ele alınmıştır.

 

Aydemir, İ. A. (2009). Konverbien im Tuwinischen Eine Untersuchung unter Berücksichtigung des Altai-Dialekts. Harrassowitz Verlag.

Das Buch befasst sich mit den Konverbien eines im Altaigebiet gesprochenen Dialekts des Tuwinischen. Das Tuwinische ist eine türkische Sprache, deren Hauptverbreitungsgebiet (Republik Tuwa) in Südsibirien liegt. Der hier untersuchte Dialekt wird im äußersten Westen der Mongolei, in Cengel-sum des Bezirkes Bajan Ölgiy, gesprochen und hier als Altai-Tuwinisch bezeichnet. Das ausgewertete Dialektmaterial stammt aus Texten, die während ethnographischer Feldforschungen in Cengel-sum aufgezeichnet und transkribiert worden sind. Konverbien, die in fast allen Türksprachen mehr oder weniger vorkommen und eine zentrale syntaktische Rolle spielen, sind nicht-finite Verbalformen, die weder Partizipien noch Verbalnomina darstellen, sondern hauptsächlich adverbiale Funktionen aufweisen. In Sprachen des europäischen Typs entsprechen sie oft adverbialen Nebensätzen. In diesem Werk werden die Konverbien des Altai-Tuwinischen – abgesehen von ihrer morphologischen Struktur – in Bezug auf ihre syntaktischen und semantischen Funktionen beschrieben, und zwar unter Vergleich mit den entsprechenden Formen des in Tuwa verwendeten Standardtuwinischen.

 

Demir, N. & Yılmaz, E. (Ed.) (2009). Türk Dili: Yazılı ve Sözlü Anlatım. Nobel Akademik Yayıncılık.

Bu kitap üniversitelerdeki Türk Dili, Yazılı ve Sözlü Anlatım derslerinde kullanılmak üzere hazırlanmıştır. Ancak kitabın dil ve edebiyat konularına ilgi duyan genel okuyucunun da güvenle başvurabileceği bir yayın olmasına özen gösterilmiştir.
Dil bölümünde, dil bilgisi öğretiminden çok, dil kültürü kazandırmaya dönük bir anlayış hakimdir. Konular, orta öğretimde kuralcı anlayışla verilenlerin tekrarı olacak biçimde değil, çağdaş dilbilim anlayışıyla mevcut bilginin üzerine yenilerini ekleyecek şekilde işlenmiş, okunabilir metinler halinde sunulmuştur. Çağdaş bilimsel verilere uygun bir dil tanımı, dil içindeki doğal çeşitlenmeler, dilin işlevleri, dilin kökeni tartışmaları, kısa dil tarihi, Türkçenin akrabalık ilişkileri, Türklerin kullandığı yazı sistemleri gibi genel kültürün bir parçası olan konulara, Türkçe bir ders kitabında, en son araştırmalar ışığında, ilk defa sistemli bir biçimde yer verilmiştir. Yazılı ve sözlü anlatım bölümleri de öğrencinin her gün karşılaştığı yazılı ve sözlü anlatım örneklerini daha iyi anlamasına dönük bir mantıkla kaleme alınmıştır.

 

Tekin, T. (2013). Makaleler I Altayistik (Emine Yılmaz & Nurettin Demir, Haz.). Türk Dil Kurumu Yayınları.

Tekin, T. (2013). Makaleler II Tarihi Türk Yazı Dilleri (Emine Yılmaz & Nurettin Demir, Haz.). Türk Dil Kurumu Yayınları.

Tekin, T. (2013). Makaleler III Çağdaş Türk Dilleri (Emine Yılmaz & Nurettin Demir, Haz.). Türk Dil Kurumu Yayınları.

 

Yılmaz, E., Demir, N. & Küçük, M. (2013). Kısas-ı Enbiya. Türk Dil Kurumu Yayınları.

Kısas-ı Enbiya adlı bu çalışma, Yazıçevrimli Metin, Sözlük-Dizinler ve Notlar ile sözlük-dizinin nasıl hazırlandığına dair bilgilerin verildiği Sözlük-Dizinle İlgili İlkeler gibi bölümlerden oluşmaktadır. Eserin Giriş bölümünde genel olarak Kısas-ı Enbiya türünü, metne esas alınan nüsha ve çalışmada kullanılan diğer nüshalar karşılaştırma yoluyla tanıtılmıştır. Bu bölümde ayrıca, Eski Anadolu Türkçesiyle ilgili bilinenleri yineleyen, alışılmış bir dil incelemesi yerine, metne özgü bir dil oluşturulmaya çalışılmış ve bu konuyla ilgili bilgiler Yazıçevrimli Metin Kuruluşu başlığı altında toplanmıştır.

 

Demir, N. (2013). Ankara Örneğinde Ağızların Belgelenmesi (İnceleme-Metinler-Sözlük). Türk Dil Kurumu Yayınları.

2008-2010 yılları arasında TÜBİTAK tarafından Sosyal ve Beşeri Bilimler Araştırma Destek Grubu (SOBAG) 1001 kapsamında desteklenen Ankara Ağızlarının Dökümantasyonu (ANADOK) adlı projede kazanılan deneyimleri paylaşmak, ağızların belgelenmesinin gerekliliğine dikkat çekmek ve bunun nasıl yapılabileceğine dair ipuçları ile az araştırılmış Ankara ağızlarından örnekler sunmak amacıyla hazırlanmıştır. Bu bağlamda yürütülen geniş saha araştırmaları ve yapılan derlemeler neticesinde; “ağızlar ve kullanım alanları”, “ağızların belgelenmesi”, “ANADOK”, “transkripsiyon”, “söz varlığı” ve “sonuç” şeklinde altı bölüm ile eklenen otuz tane kadar örnek metinden oluşan bu kitap ortaya çıkmıştır.

 

Aslan Demir, S. (2014). Görünüş Kategorisi Türkmence Örneği. Grafiker Yayınları.

Görünüş; zaman ve kip gibi fiille ilgili gramer kategorilerinden biridir, ancak gramer çalışmalarında diğer iki kategoriye göre kendine daha az yer bulmuş yada hiç bulamamıştır. Görünüşle ilgili pek çok olgu,zaman kategorisinin gölgesinde kalmıştır. Görünüş,zaman ve kılınışla birlikte işleyen, ancak onlardan ayrı bir kategoridir. Görünüşün iyi anlaşılması, hem birlikte işlediği diğer kategorilerden farkının hem de ne tür bir işleyişe sahip olduğunun belirlenmesiyle mümkündür.
Böylece görünüş kategorisinin iyi bir izahı, yalnız kategorinin kendisinin değil, ilişkili olduğu diğer kategorilerin de iyi kavranmasına imkân sağlar.Başka bir açıdan değerlendirilirse, görünüş kategorisinin izahı, yan yana durduğu görünüşsel olmayan olguların izahını da gerektirmektedir.
Elinizdeki çalışmada Türkmence görünüş sistemi ele alınmaktadır. Türkmence görünüş sistemi, ilişkisel nedenlerden ötürü, Oğuzca için tipik olmayan unsurlarıda barındırır. Bu nedenle, farklı biçimbirimlerin işlevsel rekabetine de sahne olmakta ve görünüş olgusu için ilginç malzemeler sunmaktadır. Üzerinde durulacak biçimbirimler, sık sık Türkiye Türkçesi dil malzemesiyle karşılaştırılarak sunulacak; böylece arka planda, Türkiye Türkçesi görünüş sistemiyle ilgili de bir tartışma sürdürülecektir.

 

Johanson, L. (2016). Türkçede Görünüş. (Nurettin Demir, Çev.). Grafiker Yayınları.

Nasrettin hoca bir gün eve gelmiş.
Nasrettin Hoca bir gün eve gelir.
Nasrettin hoca bir gün eve geliyor.
Nasrettin hoca bir gün eve geldi.
Yukarıdaki cümlelerin en sonundaki eklere ne ad verildiğini Türk dili eğitimi alan herkes bilir. Ama ekler arasında nasıl bir işlev farkı olduğu, karmaşık ve gramerlerdeki alışılmış zaman tanımlarıyla açıklanamaz bir konudur. Elinizdeki kitapla, karşılaştırmalı Türk dili incelemelerinde Mainz okuluna uluslararası şöhret kazandıran Lars Johanson'un eserlerinden biri daha Türkçeye kazandırılmış olmaktadır. 1971 tarihli Aspekt im Türkischen, Türk dilinin temel kaynakları arasındadır. Yayımlandığı günden bu yana önemini yitirmemiştir. Türkçenin karmaşık görünüş sisteminin açıklanması için bu kitapta ortaya konan model başka dillerin incelenmesinde de kullanılmaktadır.

 

Aydemir, İ. A. & Erdem, M. (Ed.) (2017). Tuva Araştırmaları: Tuvaca Varyantların Belgelenmesi ve Tanımlanması. Grafiker Yayınları.

Güney Sibirya, bugünkü Türk dili dünyasının en ilginç bölgelerinden biridir. Eskicil dil özelliklerinin görüldüğü, bölgesel tipolojik özelliklere sahip küçük Türkçe varyantların konuşulduğu ve İslami dillerin etkisinin hemen hemen hiç görülmediği bu coğrafyadan derlenen veriler, karşılaştırmalı Türkoloji için olduğu kadar dilbilimsel Türkoloji için de büyük önem taşımaktadır.

Tuvalar, bugün Güney Sibirya’da yaşayan Türk dilli küçük bir halktır. Bu halkın dili olan Tuvaca, günümüz Türk dilleri arasında Eski Türkçeye en yakın Türkçe varyant olarak kabul edilmektedir. Bugün Tuvalar çoğunlukla Rusya Federasyonu’na bağlı Özerk Tuva Cumhuriyetinde yaşamaktadır. Ayrıca Batı Moğolistan’da ve Çin’in Sincan (Xinjiang) Uygur Özerk Bölgesinde de bazı küçük Tuva topluluklarına rastlanmaktadır.

Elinizdeki kitapta, Tuvaca varyantların belgelenmesi ve tanımlanmasına ilişkin alanın uzmanlarınca kaleme alınmış özgün makaleler yer almaktadır. Yazıların bir kısmı 13-14 Ekim 2016 tarihlerinde Hacettepe Üniversitesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü tarafından düzenlenen Uluslararası Tuva Araştırmaları Çalıştayında sunulan bildirilerin makaleye dönüştürülmüş biçimlerinden oluşmaktadır. Ayrıca Çalıştayda sunulmayan, ancak Tuvaca ve Tuvaların kültürü, tarihi ve folkloruyla ilgili bazı önemli bilimsel yazılara da kitapta yer verilmiştir.

 

Yılmaz, E., Demir, N. & Sarı, İ. (Ed.) (2018). Talat Tekin ve Türkoloji. Nobel Akademik Yayıncılık.

Jenerik dosyası için tıklayınız

Elinizdeki kitapta Talat Tekin’in Türk dili, edebiyatı ve kültürü araştırmalarına katkısı özgün yazılarda anlaşılmaya ve anlatılmaya çalışılmıştır. Kitabın birinci bölümünde, kronolojik sırayla Altay dillerinden günümüz Türk dillerine uzanan hususlarda yazdıkları üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde ise eleştiri, Türk dillerini adlandırma ve sınıflandırma sorunu, yazım, dil devrimi, edebiyat, dilbilim, dilbilgisinin alt alanları, sözlükçülük gibi konulara odaklanılmıştır.
Yazılar, Talat Tekin’den önce alandaki araştırma durumunun belirlenmesi, Talat Tekin’in konuya katkılarının ayrıntılı değerlendirilmesi ve sonrasının özetlenmesi biçiminde tasarlanmıştır. Makalelerin tamamında Talat Tekin’in çalışmalarındaki motivasyon, kullandığı ölçütler, ulaştığı bulgular, sonuçlar, sonrasına etkisi eleştirel bir okumadan geçirilmeye çalışılmıştır. Kitap, bir Türk dili uzmanının çalışmalarını bütün olarak anlama yönünde ilk denemedir. Talat Tekin’in araştırmaları ekseninde bir Türk dili tarihi olarak da okunabilir.

 

Demir, N. & Yılmaz, E. (2018). Türkçe Ses Bilgisi. (Hülya Pilancı, Ed.). Anadolu Üniversitesi Yayınları.

 

Demir, N., Yılmaz, E., Aslan Demir, S., & Erdem, M. (2018). Türkçe Biçim Bilgisi. (Hülya Pilancı, Ed.). Anadolu Üniversitesi Yayınları.

 

Aydemir, İ. A. (2019). Türkçede Zaman ve Görünüş Sistemi. Nobel Akademik Yayıncılık.

Türkçede Zaman ve Görünüş Sistemi adlı bu kitap, Türkçenin zaman ve görünüş sisteminin eş zamanlı olarak ele alındığı betimsel bir çalışmadır. Geleneksel gramer temelinde yapılan dilbilimsel çalışmalarda, “şekil ve zaman ekleri” olarak bilinen morfemler, genelde “aşırı zamancı” bir yaklaşımla incelenegelmiştir. Halbuki söz konusu bu morfemlerin sadece zaman işlevi değil, aynı zamanda baskın bir görünüş işlevi de mevcuttur. İşte bu çalışmada, Türkçenin gramerinde önemli bir yeri olan zaman ve görünüş kategorileri birlikte ele alınıp betimlenmektedir. Bu çerçevede, görünüş ve zaman kategorilerinin dilbilimsel tanımları ve sınırları, zaman ve görünüşün birbiriyle olan bağlantıları ve birbirinden ayrıldığı noktalar, zaman ve görünüş kategorilerinin Türkçenin fiil çekim sistemi içinde kodlanışı gibi konular betimsel bir yöntemle incelenmektedir. Ayrıca bu çalışma, Türkçenin görünüş ve zaman sistemini, sadece temel cümlelerde değil, aynı zamanda yan cümle tipleri (zarf-fiil cümleleri, sıfat-fiil cümleleri ve isim-fiil cümleleri) temelinde de incelemesi nedeniyle kendi alanında bir ilktir.
Türkçede zaman ve görünüş sisteminin incelendiği bu çalışma, hukuk metinlerinden masal anlatılarına, romandan küçük hikâyeye, gazete yazılarından günlük konuşmalara kadar çok farklı tür ve içerikte metinden oluşan bir derleme dayanmaktadır.

 

Erdem, M. (2019).  Ferişteoğlu Mehmet b. Abdüllatif Bahrü’l-Hikem: Hikmetler Denizi Karşılaştırmalı İnceleme-Metin-Sözlük-Tıpkıbasım. Grafiker Yayınları.

Eski Anadolu Türkçesi ve devamı olan Osmanlı Türkçesi dil verisi açısından karışık bir yapıya sahiptir. Bir taraftan Batı Türkçesinde meydana gelen doğal değişim süreci diğer taraftan Arapça ve Farsçanın söz varlığı ve gramatikal etkisi Eski Anadolu Türkçesinde zamanla farklı dil özellikleri ortaya çıkarır. Ferişteoğlu Mehmed b. Abdüllatif tarafından yazılan, ahlaki bir nitelik taşıyan ve 2. Murat adına kaleme alınan Bahrü'l-Hikem bütün bu etkileri içeriğinde barındırır. Eser, Eski Anadolu Türkçesinin en belirgin biçim sözdizimsel özelliklerini yansıtır. Fakat söz varlığı açısından Arapça ve Farsçanın yoğun etkisi altındadır. Eserde zaman zaman doğrudan tercüme tekniğinin tercih edilmesi Türkçenin sözdizimsel tipolojisini etkilemiş ve Türkçenin temel sıralanışına uymayan cümle tiplerini daha görünür hale getirmiştir.

 

Yılmaz, E., Bayram, B. & Ersoy, F. (Ed.) (2020). Çağdaş Çuvaş Edebiyatı'nın Kurucusu Konstantin V. İvanov Kitabı. Nobel Bilimsel Eserler.

Sunuş yazısı için tıklayınız

Bu kitapta yer alan yazılar esas olarak Hacettepe Üniversitesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü tarafından düzenlenmekte olan Türk Dilbiliminde Tanımlama ve Belgeleme toplantılarının üçüncüsünde, yani 17-18 Eylül 2015 tarihlerinde, Çuvaşçanın Belgelenmesi ve 100. Ölüm Yıldönümünde Konstantin V. İvanov adlı çalıştayda sunulmuş olan bildiri metinlerinden oluşmaktadır. Ancak konuyla ilgili daha önce yayımlanmış kimi yazılar da bu seçkiye dahil edilmiştir.
Söz konusu toplantı Çuvaşçanın Belgelenmesi konusuna odaklanmış ancak 2015 yılı aynı zamanda Konstantin V. İvanov'un 100. ölüm yıl dönümü olduğu için çalıştay çift odaklı gerçekleşmişti. Kitapta da görüleceği üzere, yazılar büyük ölçüde Konstantin V. İvanov'un Narspi şiiriyle ilgili ya da ilişkilidir. 2097 dizelik bu öykü-şiir, hem şairin en ünlü şiiridir hem de Çağdaş Çuvaş Edebiyatı’nın miladı sayılır. Yazıldığı dönemden beri güncelliğini yitirmemiş olan bu şiir Rusça, Başkurtça, Tatarca, Marice, Ukraynca, Mordvince, Bulgarca, Udmurtça, Azerice, Macarca, Türkçe, Yakutça, Tacikçe, Almanca, İsveççe, İngilizce ve İtalyanca gibi pek çok dile çevrilmiştir.

 

Üzüm, M. (2020). Eski Anadolu Türkçesinde Epistemik Kiplik: Kısas-ı Enbiya Örneği. Nobel Akademik Yayıncılık.

Batı Türkçesinin başlangıcı olarak kabul edilen Eski Anadolu Türkçesiyle yazılmış birçok eser bugün metin ve sözlük olarak yayımlanmış, incelenmeyi beklemektedir. Modern dilbilimin verilerini kullanarak Türk dilinin tarihi metinlerinin incelenmesi genel dilbilim ve Türkoloji için büyük önem taşımaktadır. Bu ihtiyaca yönelik, sunulan çalışmada kiplik kategorisi üzerine yapılan dillerarası teorik çalışmalar değerlendirilmiş, Eski Anadolu Türkçesinde kullanılan epistemik kiplik işaretleyicileri eserden hareketle ortaya konulmuştur.

Ayrıntılı bir inceleme yapılabilmesi için kiplik kategorisinin alt kategorisi epistemik kipliğe odaklanılmış ve incelenecek veri hacimli bir eser olan Kısas‑ı Enbiya ile sınırlandırılmıştır. Kısas‑ı Enbiya, Salebi'nin El‑keşf'ül beyan'an tefsiri'l‑kur'ân adlı eserinin 14. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen çevirisidir. Epistemik kiplik incelemesi için bu eserin seçilmesinde 14. yüzyıl Türkçesini yansıtan dini bir metin olması, olayları sıkça kaynak kişilerin ağzından diyaloglarla aktarması, tüm şahıs çekimlerini içeren ifadelerin yer alması, Tanrı'nın konuşturulması, din çerçevesinde farklı konulara yer vermesi vb. özellikler etkili olmuştur. Bu çalışmayla, tarihi metinlerde kullanılan dilin farklı yaklaşımlarla ele alınmasının gerekliliğine dikkat çekilmek istenmiştir.

 

 Yılmaz, E., Tezcan, N. & Demir, N. (Ed.) (2020). Semih Tezcan Kitabı. Nobel Akademik Yayıncılık.

Jenerik dosyası için tıklayınız

2017 yılında aramızdan ayrılan Prof. Dr. Semih Tezcan’ın anısına hazırlanan bu kitapta, yolu bir biçimde onunla kesişmiş meslektaşlarının ve öğrencilerinin Tezcan’a armağan olarak hazırladıkları yazılar bir araya getirilmiştir.
Kitapta; Semih Tezcan’ın yaşam öyküsü, çalışma alanları ve yayın listesinden sonra toplam 37 yazı, ölümünün ardından yazılanlardan seçmeler ve fotoğraflar yer almaktadır.
Prof. Dr. Semih Tezcan’ın çalışmaları arasında doktora tez alanı olan Eski Uygurcanın, keşfinde önemli katkılarının bulunduğu Halaççanın, yoğun mesai harcadığı Eski Anadolu Türkçesi yazmalarının filolojik incelenmesinin ayrı bir yeri vardır. Tezcan; Eski Uygurca Yazmalar, Kutadgu Bilig, Dede Korkut Kitabı, Süheyl ü Nevbahâr, Kelile ve Dimne, Evliya Çelebi Seyahatnamesi gibi Türk dili, Türk edebiyatı ve kültürünün kilometre taşı durumundaki tarihî metinlere yoğun zaman ve emek harcamıştır. Ayrıca ilgi duyduğu dönemlere ait metin yayınları hakkında da ayrıntılı değerlendirmeler yazmıştır. Kitapta yer alan yayın listesinde de görüleceği üzere köken bilgisi ve Azerbaycan Türkçesiyle de yakından ilgilenmiştir.
Araştırma yazılarının Prof. Dr. Semih Tezcan’ın çalışma alanları veya doğrudan Semih Tezcan’la ilişkili olması arzu edilmiştir. Ancak bu tür bir kitapta bekleneceği üzere anısı yaşatılmaya çalışılan bir bilim insanına sunulan her yazı değerli bulunmuş ve kitaba alınmıştır.
Kitabı, Türkoloji dünyasına ve Prof. Dr. Semih Tezcan’ın değerli anısına saygıyla sunuyoruz.

 

Aydemir, İ. A. (2020). Çağdaş Türk Dillerinde Altasıralama Stratejileri. Grafiker Yayınları.

Bu kitap, çağdaş Türk dillerinde kullanılan altasıralama stratejilerinin işlevsel dağılımını ortaya koyan bir çalışmadır. Bu bağlamda altasıralama, belirteç işlevli altasıralama, niteleme işlevli altasıralama ve ad işlevli altasıralama olmak üzere üç ana gruba ayrılarak incelenmiş ve böylece çağdaş Türk dillerinde işlevsel altasıralamanın yeni bir modellemesi oluşturulmuştur.
Yapısal bağımlılık kadar semantik bağımlılık temeli de olan altasıralama, çağdaş Türk dillerinde çok farklı biçimlerde kodlanmaktadır. Tipolojik olarak bakıldığında, bu altasıralama kodlama olanakları Eski Türkçeden günümüze bir şekilde kullanılmaya devam etmektedir.
Bu çalışma kapsamda, birçok çağdaş Türk dili (Oğuz Grubundan Türkiye Türkçesi, Azerice, Gagavuzca ve Türkmence; Uygur Grubundan Özbekçe ve Yeni Uygurca; Kıpçak Grubundan Tatarca, Kazakça, Kırgızca, Karayimce ve Kumukça; Sibirya Grubundan Yakutça, Dolganca, Tuvaca ve Hakasça) ele alınmıştır. Ayrıca tarihî gelişim çizgileri farklı olan Çuvaşça ve Halaçça da altasıralama stratejileri açısından incelemeye dâhil edilmiştir.

 

Yılmaz, E. & Hayırsever, H. (2021). Uluslararası Yakutça Araştırmaları. Nobel Akademik Yayıncılık. 

 

Ergün Atbaşı, N. & Üstün, K. (Ed.) (2021). Hacettepe Türkoloji 50. Yıl Armağanı. Nobel Akademik Yayıncılık.

Prof. Dr. Şükrü Elçin tarafından kurulduğu 1969'dan günümüze dek lisans ve lisansüstü düzeyde yetiştirdiği öğrencilerle yurt içi ve yurt dışındaki Türkoloji çalışmalarına öncülük eden kurumlardan Hacettepe Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünün 50. yılına armağan olarak hazırlanan bu kitapta, lisans ya da lisansüstü düzeyde Hacettepe'de eğitim görmüş; Türk Dili, Eski Türk Edebiyatı, Türk Halk Edebiyatı ve Yeni Türk Edebiyatı bilim dallarında uzman elli iki kademisyenin alanı ile ilgili yazıları yer almaktadır.
Hacettepe Türkoloji, 50. Yıl Armağanı; Hacettepe çatısı altında Türk dili, edebiyatı ve kültürü üzerine sürdürülen çalışmaların yaslandığı güçlü akademik mirası görünür kılmakla birlikte var olan birikimin sonraki kuşaklara aktarımı noktasında da bir köprü niteliğindedir.

 

Yılmaz, E., Demir, N. & Çetinkaya, E. (2022). Andreas Tietze ve Avusturya Türkolojisi. Neue Welt Verlag.

Birden çok ömre sığabileeck yoğunlukta; insanı hayrete düşüren emekleri ve icraatlarıyla adını Türk di| tarihine altın harflerle yazdıran ölümsüz bir kahraman ile karşınızdayız: Viyana doğumlu Prof Dr. Andreas Tietze (1914-2013) 

Elinizdeki eser, Tietze Lugatinin yayımlanması nedeniyle Viyana merkezli Avusturya Türkoloji'sine ve TETTL ile içerdiği sözlük malzemesi başta olmak üzere Tietze'nin çalışmalarına ayrılmıştır. Özellikle Avusturya Bilim Akademisi ile birlikte Almanca yayınlarıyla zaman içinde haklı bir prestij kazanmış Viyana merkezli Neue Welt Verlag, büyük bir emek sonucu oluşan elinizde tuttuğunuz bu kıymetli eseri kendi olanaklarıyla yayımlamakla Türkiye ve Avusturya dostluğuna destek vermeyi ve bu iki zengin kültür çevresi arasında yeni ve kalıcı köprüler kurmayı amaçlamaktadır. Andreas Tietze, yetmiş yıl boyunca, herkesin uyuduğu zamanlarda bile mum ışığında, göz nuru ve el yazısıyla küçük notlar halinde sayfalar doldurarak Türk diline katkılarda bulunmuștu. Geride bıraktığı eserleriyle, bizim gözümüzde, yukarıda değindiğimiz dostluk köprülerinin hala aramızda yaşayan baş mimarıdır. Bu eseri yayınlamakla, biraz da arif insan Andreas Tietze'nin o uzun ve verimli ömrünü, yazının kalıcılığı ile genç kuşaklara yeniden hatırlatmak istemekteyiz. Bıraktığı çalışmaların her anlamda değerlendirilmesi gerekiyor.

 

Ergün Atbaşı, N. (2022). Çağdaş Türk Tiyatrosunda Empati. Nobel Bilimsel Eserler.

Empati, birbirinden farklı disiplinlerde farklı bakış açıları, değerlendirme ölçütleri ve dolayısıyla farklı tanımlarla kendine yer bulan bir kavramdır. Empatinin; edebiyatla, edebî metinle bağını kurabilmek, bir yandan empatinin tarihsel kökenine bakmayı diğer yandan yazınsal bir iletişim olan edebiyatın ve edebî metnin doğası üzerine düşünmeyi gerektirmektedir.
Çağdaş Türk Tiyatrosunda Empati başlığını taşıyan çalışma ile edebiyat ve empati arasında kurulan ortaklığın, yazınsal metinleri anlamlandırmada edebiyat araştırmacısına nasıl bir imkân sunabileceği üzerine bir değerlendirmede bulunulması amaçlanmıştır. Üretilen herhangi bir yazınsal metnin anlamlandırılmasında empati odağında getirilecek bir yorum; okurun, okuduğu kurgusal metin vasıtasıyla kendi dünyasının ve gerçeğinin dışında başka bir dünyayı ve gerçeği yani duyguyu, düşünceyi, eylemi deneyimleyebilecek oluşuyla ilişkilidir. Burada empatinin yazınsal metinlerin yorumlanmasında bir araç oluşunu göstermek adına tiyatro türü tercih edilmiş; çağdaş Türk tiyatrosunda, 1960-1980 yılları arasında yayımlanan oyunların arasından seçilen tiyatro metinleri empati kavramı odağında yorumlanmıştır.

 

Tietze, A. (2023). Tarihi ve Etimolojik Türkiye Türkçesi Lugati. Gözden Geçirilmiş ve Genişletilmiş 3. Baskı, 8 Cilt (Emine Yılmaz, Nurettin Demir, Ed.). Türkiye Bilimler Akademisi.

Prof. Tietze’nin ömrünün büyük kısmını verdiği ve metin tarama yöntemiyle 700 yıllık bir döneme ait çok sayıda kitabın incelenmesini içeren titiz bir çalışmanın ürünü olan Lugat; 60 bin civarında maddeyi içeriyor. Çalışma, 14. yüzyıldan başlayarak Eski Anadolu ve Rumeli Türkçesi ve 20. yüzyıl sonuna kadar standart Türkiye Türkçesini kapsıyor; 19. yüzyılda Yunan ve Ermeni harfleriyle yayımlanmış bazı kitapların ve 20. yüzyılda Anadolu’da ve Rumeli’de derlenmiş diyalekt metinlerdeki kelimeler ve argo kelimeleri de içeriyor. Tietze ayrıca Lugat'ta “eski-yeni” ve köken ayrımı yapmaksızın bulduğu Türkiye Türkçesinde kullanılan tüm kelime ve örneklere yer veriyor.

 

Güzel, H. & Hayırsever, H. (2023). Dolgancadaki Moğolca Kopyalar. Türk Dil Kurumu Yayınları.

Moğolca ve Türk dilleri arasındaki ortaklıklar hem Altay dilleri kuramı çerçevesinde ana dilden gelen özellikler olarak hem de dil ilişkileri sonucu karşılıklı kopyalamalarla açıklanmaktadır. Dolgancadaki Moğolca Kopyalar, bu alanda yapılmış ilk bağımsız çalışmadır. Kuramsal çerçeve tanıtıldıktan sonra Moğolca kopyalar ses bilgisi, biçim bilgisi, biçim ses bilgisi ve anlam bilimi açılarından ele alınmıştır. Dolganca yazılı eserler bakımından sınırlı bir veri tabanı sunmaktadır. Ancak çalışmada Dolganca literatür önemli ölçüde taranmıştır.

 

Tezcan, S. (2024). Almanca ve İngilizce Makaleler. (Emine Yılmaz, Nuran Tezcan, Emre Çetinkaya, Haz.). Erkmen Yayıncılık

Almanca ve İngilizce Makaleler uluslararası Türkoloji camiasının en önemli isimlerinden Semih Tezcan' ın kitapları dışında kalan yazılarını bir araya getiren üçlemenin son cildidir. Yapı ve Kredi Yayınları tarafından basılmış/basılmakta olan İpek Yolu'ndan Anadolu'ya Türkçe adlı birinci ciltte ağırlıklı olarak Orhon Türkçesinden Uygurcaya, Halaç Türkçesine, Eski Anadolu Rumeli Türkçesine uzanan elli yedi makale; Yunus Emre'den Nazım Hikmet'e Türkçe adlı ikinci ciltte ise Yunus Emre' den, Dede Korkut' a, Evliya Çelebi' den, Nazım Hikmet' e uzanan altmış yedi yazı bir araya getirilmiştir. Erkmen tarafından yayımlanan bu ciltte ise Semih Tezcan' ın ağırlıklı olarak Eski Türkçe ve Halaçça ile ilgili Almanca ve İngilizce makaleleri yer almaktadır. "Metin"leri filolojinin gerektirdiği yöntemlerle ele alıp irdeleyen, sorunları çözme önerileri ortaya koyan; bunları yaparken başta edebiyat, kültür tarihi ve halkbilimi olmak üzere birçok disiplinle karşılaştırmalı çalışmalar yapan Semih Tezcan'ın bir bilim insanı titizliğiyle kaleme aldığı bu makaleler ve yazılar Türkoloji ve Türk kültürüne eşsiz bir katkı sağlamaktadır.

 

Üzüm, M., Rentzsch, J. & Demir, N. (Ed.) (2024). Evidentiality in Turkic Languages.  Nobel Akademik Yayıncılık. 

Bilginin nasıl elde edildiğine odaklanan kanıtsallık kategorisi son yıllarda ciddi ilgi görmektedir. Ancak kanıtsalların gelişimi, bilginin kaynağını bildirme stratejileri, sosyal etkileşimde kanıtsalların iletişimsel işlevi, yerel ve sosyal değişkelerdeki görünümleri gibi bir dizi konu hâlâ araştırılmayı beklemektedir. Hacettepe Üniversitesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü ile Johannes Gutenberg Üniversitesi Türkoloji Bölümünün iş birliğiyle hazırlanan bu kitap, 12 bölümde, farklı Türk dillerinden veriler yardımıyla kanıtsallık araştırmalarına katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.


Tschinag, G. (2019). Bir Tuva Öyküsü ve Yeni Öyküler (Nurettin Demir, Çev.). Nobel Yaşam.

Batı Moğolistan’ın Bayan Ölgiy Sum bölgesinde Türk dilli küçük bir topluluk yaşar. Tıva kiji, Tuvalar ya da Altay Tuvaları olarak tanınırlar. Almanca yazdığı öykü ve romanlarıyla edebiyatta saygın bir yer edinen Galsan Tschinag, bu Tuvalara mensuptur. Büyük övgüler alan eserlerinde Tuvaların hayatını ve kültürünü çarpıcı resimlerle anlatır.
Bir Tuva Hikâyesi yazarın ilk eseridir. Bir Tuva Hikâyesi yaşanmış bir olaya dayanır.
Okurken yabancılık çekmeyeceğiniz bu eserin büyük yazarını, Türk okuyucularıyla buluşturuyoruz.
Yazar, Adelbert-von-Chamisso, Puchheim Okuyucu Ödülü, Heimito von Doderer Edebiyat Ödülü, Almanya Liyakat Nişanı, Alman Endüstri Birliği Edebiyat Ödülü, Avrupa TREBBIA Ödülü, Marburg Şehri Edebiyat Ödülü sahibidir.

 

Tschinag, G. (2019). Kervan (Nurettin Demir, Çev.). Nobel Yaşam.

1995 yılında 130 deve, 330 at, 30 köpek, 16 tavuk, 1 kedi, 140 Tuvalı ve kamera ekibinde yer alan 6 kişiden oluşan bir kervan 62 gün süren bir yolculuk sonunda Moğolistan’ın doğusundan batısına 2000 km yol kat eder. Kervan’ın başında obanın beyi, Galsan Tschinag vardır. 
Bu kitap, bu göçün öyküsünü anlatır.

 

Wuketits, F. M. (2020). Sosyobiyoloji Nedir? (Nurettin Demir, Çev.). Runik Kitap.

Hayvanların ve insanların sosyal yaşamı, şairlerin ve düşünürlerin her zaman ilgisini çekmiştir. Antik Çağ’ın meşhur şairi Publius Vergilius Maro, arı sürüsünde devletin temel örneğinin gerçekleştiğini düşünmüş ve bu örnekte “insan devleti” için bir model görmüştür. Romalı filozof Seneca ise öğrencisi Nero’nun dikkatini, arı devletinin monarşiyi haklı çıkarmakla birlikte, kraliçe arının iğnesi olmadığına, demek ki tabiatın intikamcı bir hükümdar istemediğine çeker. İnsan buna günümüzde bıyık altından gülse de canlıların sosyal davranışı doğa bilimcilerin önüne sürekli yeni bilmeceler çıkarmıştır. Örnek olarak böcek sürülerinde iş bölümünün ne gibi yararları vardır? Bir grubun bireyleri, nasıl oluyor da şaşırtıcı derecede iş birliği yapabiliyor, ama diğer taraftan sık sık çatışabiliyorlar? Bireyler neden grup oluşturuyor? Hayvanların sosyal yaşamından hareketle insanlarınkine dair ne dereceye kadar çıkarımlar yapabiliriz? Alanın en iyi uzmanlardan Franz M. Wuketits, bu kitapta sosyobiyoloji ve sonuçlarının mahiyetini açıklıyor. Biyolojinin en önemli alanlarından birini ve temel bulgularını, anlaşılır biçimde pek çok örnek yardımıyla okuyucunun dikkatine sunuyor. 
Prof. Dr. Franz M. Wuketits, biyolog ve bilim kuramcısı. Evrim ve evrimsel psikolojisi hakkında birçok kitap yazmıştır. Viyana ve Graz Üniversitelerinde ders vermektedir.

 

Rothermund, D. (2021). Hindistan Tarihi: Orta Çağ'dan Günümüze (Nurettin Demir, Çev.). Runik Kitap.

Hindistan, binlerce yıldır dünyayı büyülemeye devam ediyor. Eskiden çok yönlü dindarlığı ve alışılmadık kültürü, bugün ise daha çok yükselen yazılım endüstrisi ile. Hindistan yarı kıtası, binlerce yıla yayılan tarihinin arka planı incelenmeden anlaşılamaz. Dietmar Rothermund, Hindistan tarihini ele aldığı kitabına birbirleri ile çekişme halindeki bölgesel imparatorlukların eski Hindistan’ın son büyük imparatorluğunu ortadan kaldırdığı 6. yüzyıldan başlıyor. Bu imparatorlukların Orta Çağ’ın sonlarında Müslüman-Türk savaşçılarca fethedilişini, bugün bile Tac Mahal gibi yapıların hatırlattığı ihtişamlı Babür İmparatorluğu dönemini ve Britanya sömürge hâkimiyetini anlatıyor. Kitapta 20. yüzyıla da önemli bir yer ayrılıyor. Bu yüzyılda ülke, Hindistan ve Pakistan olmak üzere ikiye ayrılma pahasına uzun ve dramatik bir kurtuluş savaşı sonrasında bağımsızlığına kavuşmuş ve nihayet bugün bir milyarı aşan nüfusu ile dünyanın en önemli ülkelerinden birine dönüşmüştür.

 

Krebernik, M. (2022). Eski Doğu'da Tanrılar ve Mitler (Nurettin Demir, Çev.). Runik Kitap.

Manfred Krebernik bu kitapta Eski Doğu’nun tanrılar dünyasına ve Mezopotamya halklarının kendi tanrıları hakkında anlattığı mitlere değinerek tek tanrılı dinlerin ortaya çıkmasından çok önceki bir döneme ışık tutuyor. Şehir tanrılarından savaş tanrılarına, Tufan’dan müthiş aşk şiirlerine kadar oldukça geniş bir konu yelpazesi olan bu kitap, tanrılar ve insanlar arasındaki ilişkiyi gerek ritüeller gerekse de kil tabletlere yazılan mitler, efsaneler ve diğer edebi eserlerle açıklığa kavuşturmaya çalışıyor. Ana hatlarıyla tanrıların ve mitlerin ortaya çıktığı kültürel ortamın bir panoramasını çizen yazar, mitler ve tanrılar hakkında bilgi veren kaynakları yorumlayarak tanrıçaları ve tanrıları tanıtıyor, sorumluluk alanlarına işaret ediyor ve yüceltme biçimlerinin, kült davranışlarının, ritüellerin, duaların, büyü uygulamalarının ve kehanet tekniklerinin temellerini etraflıca ele alıyor.

 

Kebiri, R. (2022). İçimdeki Kız (Ayşegül Özkan, Gizem Kılıç & Seher Yazar, Çev.). Büyüyen Ay Yayınları.

Ulusal ve uluslararası birçok ödüle layık görülen yazar ve şair Rukiye Kebiri, bu eserinde okurlarımızı birbirinden farklı karakterlere sahip olan kadınların dünyasına davet ediyor. On altı kısa öykünün yer aldığı bu kitap yaşam mücadelesinin, umudun, inancın dışavurumudur.

“Aklına bir fikir geliyor ancak bir kendi yaşını bir de ak düşmüş saçlarını düşünüyor. Aynaya bakarak aklaşmış saçlarına dokunup gözleriyle gülüyor. İstemsiz olarak harekete geçiyor ve gardıroba doğru gidip giyiniyor. Eldivenlerini alıp boynuna kalın bir şal atıyor. Evden çıkarken kocasının “Nereye gidiyorsun?” sorusunu cevaplamadan kapıyı kapatıyor. Eldivenlerini giyerken parktaki çocukların kahkahalarına katılıyor. Bir iki kartopu yüzüne gözüne çarpıyor. Avuçlarını karla doldurup çocuklara doğru koşuyor.” (Kar Yağıyor)

“İçten içe canım sıkılıyor. Öyle olunca parmaklarım yazmaya can atıyor. Bir aydan beri tek kelime dahi yazmadım. Düşüncelerimin kapısına mühür vurulmuş sanki. Tozlu camın üzerine yazı yazmaya hevesleniyorum. Parmaklarım camın üzerinde geziniyor. Camın tozunda yazının izi kalıyor: Mavayıl” (Mavayıl)

“Bazı yaralar vardır iyileşir, geçer bazı yaralar ise daha da açılır. Benimse kabuk bağlamış yaramın izi hem ruhumun hem de bedenimin kadınlığını etkilemişti.” (Vu Vei)

 

Schenk, A. & Tschinag, G. (2022). Kızgın Rüzgarların Ülkesinde. (Nurettin Demir, Çev.). Salt Okur. 

Söylemem gereken ne varsa anlatacağım sana. Sen benim için Batı, göçebe olmayan dünyasın. Temellerinden sarsılmışsın, biliyorum, şaşkın şaşkın dolaşıyorsun; yeni bir yurt, bugüne dek kimsenin sana sunamadığı bir dayanak peşindesin. Yine biliyorum ki sonu gelmez bir zaman baskısına rağmen, nihayet vaktin olacak, içindeki çile yüzünden de beni dinleyeceksin. Sakın kesme sözümü, bir göçebenin akıp giden sözünü kesmek, onu ezmek, ona set çekmek ve nihayet onu boğmak demektir.
Dünya, anlatıcıları olmadan neye benzerdi acaba?